30 Haziran 2024 Pazar 04:42:35


Odadaki Fili Görmezden Gelmeyin

Odadaki Fili Görmezden Gelmeyin

 

Zaman zaman hepimiz bunalmış, tükenmiş; hatta biraz depresif hissedebiliriz.

 

Üzerimizde çok fazla sorumluluk vardır.

Acil yapmamız gereken işler vardır ama zamanımız / enerjimiz yoktur.

Kimse bizi anlamıyordur.

Kimse bize destek olmuyordur.

Borçlarımız vardır belki.

Sağlık sorunlarımız üst üste gelmiştir.

Piyasa uçmuş, o ev hayal olmuştur.

Birileri canımızı sıkıyordur.

O proje bir türlü bitmiyordur.

 

Belki de sadece hayattır araya giren.

 

Ne istediğimizi bile bilmeyiz bazen.

Bilsek de nerden başlayacağımızı kestiremeyiz.

Çok fazla karar vermek zorundayızdır, budur bazen de bizi bunaltan.

 

Kimi zaman da bir şeyler yapmamız gerektiğini biliriz ama içimizden hiçbir şey yapmak gelmez.

 

İnsanı depresyona sürükleyen çok neden olabilir.

Bazı durumlarda klinik tedavi gerekebilir.

Bu konuda uzman değilim.

 

Ben sadece, ruhsal çöküntü anlarında bende işe yarayan birkaç teknikten söz etmek istiyorum.

 

1. Liste yapın.

 

Listelerin gücüne inanıyorum.

 

Sorunları, istekleri, planları…

 

somutlaştırıp kağıda dökmek; sınırlarını çizmek,

üstesinden gelinebilir bir düzleme çekmek,

eni sonu belli, fiziksel bir şeye dönüştürmek,

 

her zaman işe yarar.

 

Elinize bir kalem ve kağıt alın.

Ya da bilgisayarınızda, telefonunuzda boş bir sayfa da açabilirsiniz.

Ancak bu gibi durumlarda analog yöntemler her zaman daha iyidir.

 

Bu boş kağıda, üzerinizde baskı oluşturan her şeyi yazın.

Sizi bunaltan, canınızdan bezdiren her şeyi.

İşle ilgili sorunlar olabilir.

Evde canınızı sıkan bazı durumlar olabilir.

Borçlarınız olabilir.

Hedeflerinizle ilgili atmanız gereken ama bir türlü atamadığınız adımlar olabilir.

Canınıza tak ettiren bir iş arkadaşınız ya da aile bireyi olabilir.

Sağlık sorunlarınız olabilir.

Ya da Fenerbahçe’dir belki bütün mesele.

 

Ne varsa, kim varsa yazın.

 

Sadece bu listeyi yapmak bile size bir rahatlama verecektir.

Çünkü artık sizi huzursuz eden şey hemen önünüzdedir. Somuttur.

Kontrol edebileceğiniz bir şeye dönüşmüştür.

 

2. Harekete geçin.

 

Listeyi yaptınız, biraz rahatladınız belki ama hala bunalmış hissetmeye devam mı ediyorsunuz?

Hiç sorun değil.

Şimdi yapmanız gereken, listenizden bir şey seçmek.

 

Hemen, şimdi üstesinden gelebilceğiniz bir şey ise yapın gitsin.

Maça 1-0 önde başlayın.

İpleri elinize alın.

 

Büyük ve karmaşık bir sorun ya da görev ise onu olabilecek en küçük versiyonuna indirgeyin.

Ve küçük bir adım atın.

Bu gibi durumlarda en önemli şey başlamaktır.

 

Spor yapmanın en zor kısmı spor ayakkabınızı kapıya koymaktır bazen.

Entelektüel dertleriniz varsa, elinize o kitabı almaktır.

Projenin teslim tarihi yaklaşıyorsa ve hala başlamadıysanız, o ilk cümleyi yazmaktır.

Kafanızın tasını attıran o arkadaşa ‘bir kahve içelim mi, konuşmamız lazım’ mesajını atmaktır.

Yıllardır görmezden geldiğiniz sağlık sorununuz için randevu almaktır.

Borçlarınız rüyanıza girmeye başladıysa bir ödeme planı yapmak ve en küçük borcu ödemektir.

 

Sadece başlayın. Bir kez başladınız mı kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

Olumsuz duygular hemen geçmeyebilir, sorun değil.

En azından başladınız.

Karanlık dehlizlerden çıkmak için ilk adımı attınız, ilk lambayı yaktınız.

Devam edin.

Her seferinde tek bir küçük adım atarak ilerleyin.

Bir süres sonra ummadığınız bir momentum yakalacaksınız.

Artık devam etmek sizin için çok daha kolay olacaktır.

 

3. Kendinizle ilgilenin.

 

Evet, egzersiz havasında olmadığınızın farkındayım.

Fakat yine de harekete geçin.

Kısa bir yürüyüş, hafif bir koşu, birkaç şınav ya da squat…

Yorucu ağırlık egzersizleri yapmanıza gerek yok.

Sadece harekete geçin.

Anında havanız değişecektir.

Kısa sürede daha etkili bir self-terapi yöntemi düşünemiyorum.

 

Öz-bakım yapın. Ilık bir duş alın.

Kişisel bakımlarınızı yapın.

Dişinizi fırçalayın. Traş olun.

Size kendinizi temiz ve iyi hissettiren bir şeyler yapın.

Anında etkisini gösterecektir.

 

4. Evden çıkın.

 

Hayat, sizi evde yalnız bulunca, üstünüze üstünüze mi geliyor.

Bir de kamusal alanda alın ifadesini.

 

Dışarı çıkın.

Kafanızda net bir plan olmayabilir. Önemli değil.

Çıkın ve biraz dolaşın.

Bir yabancıya gülümseyin, selam verin.

Belki aklınıza başka bir şey gelir, yaparsınız.

Belki gelmez. Sorun değil.

Sadece biraz dolaşıp temiz hava almanız bile sisteminizi yenileyecek, bakış açınızı değiştirecektir.

 

5. Sevdiğiniz birini arayın.

 

Anne-babanız olabilir.

Uzun zamandır görüşmediğiniz eski bir arkadaşınız olabilir.

Ciddi konulara girmeden, sadece halini hatırını sorun.

Sevginizi, özleminizi ifade edin.

Hiç ummadığınız güzel karşılıklar alacaksınız.

Sarsılmaz otoritesi ve mesafeli sevgisiyle ünlü babanızdan bile.

 

6. İçe dönün.

 

En içinize dönün.

Kalbinize. Ruhunuza.

Dua edin.

Bir çocuk saflığıyla.

Tam bir teslimiyetle.

Aradaki duvarların inceldiğini hissedin.

Perdelerin birer birer kalktığını…

Tüm varlığınızla, farkındalığınızla hissedin o yakınlığı…

Emniyeti… güveni.. huzuru…

 

Değerlisiniz.

Terk edilmediniz.

Unutulmadınız.

 

Zorunlu Hâmiş / PS:

Manevi tedbirlerin yerine başka bir şey ikame etmeye çalışıyor değilim.

Daha terapik, daha fani bir şey bu.

Bir tür ilk yardım müdahalesi gibi düşünün.

 

7. Birine anlatın.

 

Hayatınızın diğer yarısını ya da en iyi arkadaşınızı karşınıza alın.

Ne hissettiğinizi anlatın. Neler yaşadığınızı…

Hiç yumuşatmadan.

Hissettiğiniz baskıyı anlatın.

Açmazlarınızı, çıkmaz sokaklarınızı, kördüğümlerinizi paylaşın.

Kafalarını ütüleyin güzelce.

Bunun için varlar.

 

Sadece paylaşmak bile size çok iyi gelecektir.

Karşınızdaki kişi, onca ütülemeden sonra, hala hayattan bezmediyse işinize yarayacak bir fikir de verebilir belki.

 

Bunların hiçbiri işe yaramazsa muhtemelen klinik bir sorun vardır ve profesyonel destek almanın zamanı gelmiştir.

Bu yolu tek başınıza yürümek zorunda değilsiniz.

Bu tür psikolojik çöküntüleri kesinlikle hafife almayın.

Mutlaka bir çözüm bulmaya çalışın.

Aksi halde giderek hayatınızı alt üst eden kronik bir soruna dönüşebilir.

 

Sözün özü, psikolojik çöküntülerden kurtulmanın en hızlı yolu harekete geçmektir.

Bir şeyler yapın, ne olduğu önemli değil.

Yeter ki odadaki fili görmezden gelmeyin.

 

Hareket rahatlamaya yol açacak; rahatlama hissi bir sonraki olumlu hareketi tetikleyecektir.

Fiziksel devinim, psikolojik açıdan dengede kalmanıza yardımcı olacaktır.

img

Ömer ÜNER

Yorumlar