Anda Kalmanın Gücü
An’lar kar taneleri gibidir.
Benzer görünseler de eşsizdirler.
Şu an her ne ne yaşıyorsan,
bir daha aynı deneyimi asla yaşayamayacaksın.
Her an, sadece bir kez yaratılmıştır.
Tek kullanımlıktır.
Şu an biriyle yaptığın herhangi bir konuşma
benzersizdir.
Bu kişiyi her gün görsen bile
o konuşma, o deneyim, o an
tekrar etmeyecektir.
Hayatındaki tüm deneyimler için
bu tür derin bir farkındalık geliştirebilsen,
nasıl olurdu?
Yapman gereken ve yapmak istediğin şeyler var.
Her şeyin bir an önce olmasını istiyorsun.
O an ne yapıyor ve yaşıyorsan
bir an önce bitirmek
ve sonraki işe, aktiviteye geçmek için
sabırsızlanıyorsun.
Ama bu arada,
şu an yaşadığın o benzersiz
ve bir daha asla tekrar etmeyecek olan
ânı kaçırıyorsun.
Üretken olma telaşıyla koşturuyorsun.
Bir çok şeyle aynı anda ilgilenmeye çalışıyorsun.
Tek bir şeye odaklanmadığın için de
dikkatin dağılıyor, bölünüyor.
Elindeki işin inceliklerini, hassas noktalarını
gözden kaçırıyorsun.
Bazen insanlarla ilgili hayal kırıklığına uğruyorsun.
Karşındaki kişinin olduğundan farklı biri hale gelmesini;
değişmesini istiyorsun.
Ama bunu yaparken
o insanın özüyle, olduğu haliyle, gerçek kişiliğiyle,
benzersiz bir ilişki kurabilmenin
güzelliğini kaçırıyorsun.
Bazen kendini iyi hissediyorsun,
kendinle gurur duyuyorsun,
bu kadar meşgul olduğun için.
Hatta meşguliyet,
sende bir üretkenlik yanılsamasına yol açıyor.
Ama tüm bu kaosun içinde
an’ın o mucizevi güzelliğini;
o benzersiz deneyimi kaçırıyorsun.
Hayat birbiri ardına dizilmiş anlardan ibarettir.
Ânı ıskalarsan hayatı ıskalarsın.
Bu kadar net.
Çoğu zaman farkına bile varmadan
daha sonra gelecek olan bir şeyi,
bir deneyimi,
özel bir ânı bekliyorsun.
Şu andan daha iyi, daha özel bir an…
Ama şunu unutuyorsun güzel dostum:
Şu an zaten hayatının en eşsiz, en güzel ânı.
Daha iyisi yok. Gelmeyecek.
Şu an zirvedesin.
Sadece artık bunu görmelisin.
Bu yaklaşım, ilerlemenin ruhuna aykırı değildir.
Tam tersi,
ancak ânı yaşayarak,
farkına vararak,
anda mutlu olarak ilerleyebilirsin.
Diğer türlü,
hep daha sonra gelecek olan bir şeyi bekler;
özel bir ânı,
daha önemli bir günü iple çekersin.
Ama o iple çektiğin şey aslında, güzel dostum,
ölümdür.
Hayatında daha sonra olacakların hiçbiri
şu andan daha özel olmayacaktır.
Şu ânın,
hayatının en güzel ve eşsiz ânı olduğunu
artık anlamalısın.
Yoksa hayatın
beklemekle geçecek.
Olan biten her şey şu an
ve hemen burada yaşanıyor.
Bu, beklentisiz farkındalıktır.
Bu, tüm çağrışımlarıyla şükürdür, minnettar olmaktır.
Bu, huzurdur, mutluluktur.
Bu, ilerlemedir, gelişmedir.
Terakkîdir, tekâmüldür.
Ancak, elinde olana şükrederek, ilerleyebilirsin.
Bunun da tek yolu anda kalabilmektir.
Bu yaklaşımı bir hayat pratiğine dönüştürmeyi başarırsan,
bu hayat yolculuğu
ne efsunlu bir güzelliğe dönüşür,
hayal edebiliyor musun?
Yorumlar
Yorum Yaz