24 Kasım 2024 Pazar 13:43:08


Anda Kalmanın Gücü

Anda Kalmanın Gücü

An’lar kar taneleri gibidir. 

Benzer görünseler de eşsizdirler. 

 

Şu an her ne ne yaşıyorsan,

bir daha aynı deneyimi asla yaşayamayacaksın.

 

Her an, sadece bir kez yaratılmıştır.

Tek kullanımlıktır.

 

Şu an biriyle yaptığın herhangi bir konuşma 

benzersizdir. 

Bu kişiyi her gün görsen bile 

o konuşma, o deneyim, o an 

tekrar etmeyecektir.

 

Hayatındaki tüm deneyimler için 

bu tür derin bir farkındalık geliştirebilsen,

nasıl olurdu?

 

Yapman gereken ve yapmak istediğin şeyler var.

Her şeyin bir an önce olmasını istiyorsun.

O an ne yapıyor ve yaşıyorsan 

bir an önce bitirmek 

ve sonraki işe, aktiviteye geçmek için 

sabırsızlanıyorsun.

Ama bu arada, 

şu an yaşadığın o benzersiz 

ve bir daha asla tekrar etmeyecek olan

ânı kaçırıyorsun.

 

Üretken olma telaşıyla koşturuyorsun.

Bir çok şeyle aynı anda ilgilenmeye çalışıyorsun.

Tek bir şeye odaklanmadığın için de 

dikkatin dağılıyor, bölünüyor.

Elindeki işin inceliklerini, hassas noktalarını

gözden kaçırıyorsun.

 

Bazen insanlarla ilgili hayal kırıklığına uğruyorsun.

Karşındaki kişinin olduğundan farklı biri hale gelmesini; 

değişmesini istiyorsun. 

Ama bunu yaparken 

o insanın özüyle, olduğu haliyle, gerçek kişiliğiyle,

benzersiz bir ilişki kurabilmenin 

güzelliğini kaçırıyorsun.

 

Bazen kendini iyi hissediyorsun, 

kendinle gurur duyuyorsun,

bu kadar meşgul olduğun için.

Hatta meşguliyet,

sende bir üretkenlik yanılsamasına yol açıyor.

 

Ama tüm bu kaosun içinde 

an’ın o mucizevi güzelliğini; 

o benzersiz deneyimi kaçırıyorsun.

 

Hayat birbiri ardına dizilmiş anlardan ibarettir. 

Ânı ıskalarsan hayatı ıskalarsın.

Bu kadar net.

 

Çoğu zaman farkına bile varmadan 

daha sonra gelecek olan bir şeyi, 

bir deneyimi, 

özel bir ânı bekliyorsun.

 

Şu andan daha iyi, daha özel bir an…

 

Ama şunu unutuyorsun güzel dostum:

Şu an zaten hayatının en eşsiz, en güzel ânı.

Daha iyisi yok. Gelmeyecek.

Şu an zirvedesin. 

 

Sadece artık bunu görmelisin.

 

Bu yaklaşım, ilerlemenin ruhuna aykırı değildir.

Tam tersi, 

ancak ânı yaşayarak, 

farkına vararak, 

anda mutlu olarak ilerleyebilirsin.

 

Diğer türlü,

hep daha sonra gelecek olan bir şeyi bekler; 

özel bir ânı,

daha önemli bir günü iple çekersin.

Ama o iple çektiğin şey aslında, güzel dostum,

ölümdür.

 

Hayatında daha sonra olacakların hiçbiri 

şu andan daha özel olmayacaktır.

 

Şu ânın, 

hayatının en güzel ve eşsiz ânı olduğunu 

artık anlamalısın.

 

Yoksa hayatın

beklemekle geçecek.

 

Olan biten her şey şu an 

ve hemen burada yaşanıyor.

 

Bu, beklentisiz farkındalıktır.

Bu, tüm çağrışımlarıyla şükürdür, minnettar olmaktır.

Bu, huzurdur, mutluluktur.

 

Bu, ilerlemedir, gelişmedir.

Terakkîdir, tekâmüldür.

Ancak, elinde olana şükrederek, ilerleyebilirsin.

 

Bunun da tek yolu anda kalabilmektir.

 

Bu yaklaşımı bir hayat pratiğine dönüştürmeyi başarırsan,

bu hayat yolculuğu

ne efsunlu bir güzelliğe dönüşür, 

hayal edebiliyor musun?

img

Ömer ÜNER

Yorumlar