2 Temmuz 2024 Salı 03:46:29


5-4-3-2-1... Haftaya Roket Gibi Başlayın! (24 Temmuz)

5-4-3-2-1... Haftaya Roket Gibi Başlayın! (24 Temmuz)

5 FİKİR

 

I.

 

Murphy yasası der ki ‘yanlış gidebilecek bir şey, yanlış gider.’

Bu yüzden her zaman bir B planın olsun.

Anın tadını çıkarmakla, tetikte olmak arasında ince bir sentez geliştir.

Çünkü ikisine de eşit derecede ihtiyacın olacak.

 

(by omeruner)

 

II.

 

Kaderini oluşturan atomik parçalar, 

günlük tercihlerindir.

 

(by omeruner)

 

III.

 

İnsanlar, 

haftada 3 saatlik egzersizin, 

kalan 165 saate etkisini bilseydi, 

şu an başka bir dünyada yaşıyor olurduk.

 

(by omeruner)

 

IV.

 

Fezada Bir Keşif Yolculuğu adlı oyunda, 

ana karaktere uçma yeteneği verilir. 

Dünyayı ve insanları gökyüzünden izleme ayrıcalığına sahiptir. 

Yukarıdan dünyaya doğru baktığında, 

dünyadaki her şeyin, 

devletlerin, orduların, diktatörlerin, 

dünya ekonomisini yöneten uluslararası şirketlerin, mafyanın 

çok komik göründüğünü fark eder. 

Dünyada insanların, devletlerin uğruna savaştıkları herşey,

saçma bir müsamere tadındadır.

 

Platon ise şöyle der:

‘Bir kişiyi, bir şeyi değerlendireceğiniz zaman,

ona kuşbakışı bakın ve bütün resmi tek seferde görmeye çalışın.’

 

Yakın plandan tehlikeli ya da trajik görünen birçok şey, 

biraz uzaktan komik derecede önemsiz görünecektir.

 

(by omeruner)

 

V.

 

Michelangelo Hz. Musa heykelini yaparken sonunda çekicini alır 

ve bağırarak heykele fırlatır: 

 

‘Perché non parli.’ 

Neden konuşmuyorsun?

 

Bir diğer rivayete göre ise, 

‘Yürü Ey Musa!’

 

Yaptığı şeyin bir sanat ya da zanaat değil;

Hz. Musa’ya bir beden vermek olduğuna o kadar inanır ki, 

hareket etmemesi onu öfkelendirir. 

Heykelin dizindeki çekiç izi hala durmaktadır.

 

Michelangelo devasa bir kayadan, 

her gün sayısız küçük parça koparmıştır.

Olağanüstü bir adanmışlıkla.

Her gün.

Ta ki öze ulaşıncaya dek.

 

Hayatında, Michelangelo adanmışlığıyla üzerinde çalıştığın 

en az bir büyük kaya olsun. 

Bir fikir, bir proje.

Bir katkı.

Her gün, dönüp dolaşıp geldiğin,

küçük parçalar yonttuğun bir kaya.

 

Seni tanımlayan, seni başkalarından ayıran,

sana yaşadığını hissettiren,

sana bir parça delilik hissi veren bir şey.

 

İşte o zaman,

bu hayat yolculuğu daha derin,

daha heyecan verici olacaktır.

 

(by omeruner)

 

4 SORU

 

I.

 

Her şey insana dairdir. Her şey.

O halde başka hayatlara katkı içermeyen bir başarı biçimi olduğu yanılgısına nasıl düştük?

 

(by omeruner)

 

II.

 

Bir kahramanla bir korkağı ayıran şey; hissettikleri değil; yaptıklarıdır.

İnsanlar, aynı duygu spektrumunda dönüp dururlar.

Farkı oluşturan şey yaptıklarıdır.

 

Şimdi gelelim can alıcı soruya:

Kalbinden geçenleri değil; eylemlerini baz alırsan, sence hangi gruba yakınsın?

 

(by omeruner)

 

III.

 

Odadaki en zeki insansan muhtemelen yanlış odadasın.

Seni geliştirecek meydan okumalardan mahrumsun.

 

Bulunduğun ortamlar seni daha iyi olmaya teşvik ediyor mu?

 

(by omeruner)

 

IV.

 

Keyif almak için,

meşruluğun sınırlarını zorlamaya, 

haz avcılığı yapmaya gerek yoktur.

 

Marcus Aurelius iyi söylemiş:

‘Aradığın neşe düzgün yaptığın işlerdedir.’

 

Hayatın yüzde 99.9’u sıradan şeylerden ibarettir.

 

Sıradan şeylerden keyif almanın,

nasıl eşsiz bir beceri olduğunu görebiliyor musun?

 

(by omeruner)

 

3 ÖNERİ

 

I.

 

Hayatındaki mutlu tesadüfleri (serendipity) artırmak istiyorsan, 

her sabah gardını indirerek güne başla.

 

Bazen 1-2 sürpriz kroşe gelebilir, sorun yok.

 

Hiç ummadığın güzellikler de kapını çalacaktır.

Günün, seni şaşırtmasına izin ver.

 

(by omeruner)

 

II.

 

Ayda bir farklı bir disiplinde zor bir kitap oku.

Zihnini yepyeni ve güçlü bir deneyime maruz bırak.

 

(by omeruner)

 

III.

 

Şu an, her ne yapıyorsan ona odaklan.

Tüm varlığın ve farkındalığınla…

 

Bunu yaparsan şu iki mucize gerçekleşir:

 

Zaman yavaşlar. Derinleşir. 

Hayat tasasız, telaşsız akan harika bir ırmağa dönüşür. 

Kaç yıl yaşadığından bağımsız, 

daha uzun yaşarsın. 

Çok daha uzun. 

 

Hayatın posasını çıkarırsın. 

Çok daha zengin ve içerikli bir hayat sürersin. 

Dolu dolu yaşarsın. 

Güzel yanı, 

bunun için yamaç paraşütü yapmana, 

okyanuslara dalmana 

ya da bir savaş jeti uçurmana gerek yok. 

 

Sıradan şeylerden, salt odaklanmayla, eşsiz keyifler alabilirsin. 

 

Hayatının böyle anlardan oluştuğunu hayal et. 

Nasıl da uzar o hayat değil mi?

 

(by omeruner)

 

2 ALINTI

 

I.

 

Bir zen ustası şunu der: 

‘Öfke yanan kömürü çıplak elle alıp başkasına atmak gibidir. Önce sen yanarsın.’

 

İmparator ve Stoacı filozof Marcus Aurelius da şunu ekler: 

‘İlk ve en temel görevin: Öfkelenmemek.’

 

Her şey kendi hızında ve doğasına uygun şekilde gerçekleşir.

Öfke gibi dış müdahaleler süreci hızlandırmaz, iyileştirmez, sorunu çözmez.

Hatta çoğu zaman bunların tam tersi söz konusudur.

 

Öfkenin yol açacağı olumsuz sonuçlar, öfkeye yol açan olumsuz sonuçlardan çok daha yıkıcıdır.

Öfkenin işlevsizliği daha nasıl ifade edilebilir?

 

(by omeruner)

 

II.

 

Amerikan iç savaşını ve köleliği bitiren başkan olarak bilinen Lincoln, 

ölüm döşeğinde, generallerden oluşan bir gruba şu hikayeyi aktarır: 

Bir adam kendisine gelir ve iş ister. 

Ama gözü yükseklerdedir. 

Önce dışişleri bakanı olmak istediğini söyler. 

Tabi bu fantazisi reddedilir. 

Bu kez daha mütevazı bir göreve talip olur. 

Bu isteği de kabul edilmeyince bu kez alt düzey bir memurluk ister. 

Lincoln bu iyi niyetli tuhaf adamın bu tuhaf talebini de reddeder. 

Bu kez adam Lincoln’dan bir pantolon ister. 

Lincoln kahkahalarla şunu söyler: 

‘Ah, alçakgönüllü olmak ne güzel şey!’

 

Kıssadan hisse.

Hayata karşı kararlı ama esnek bir duruşun olsun.

Her zaman yapacak bir şey; 

ulaşılabilecek bir hedef vardır. 

 

Alçak gönüllü ve esnek ol. 

Fırsatın karşına hangi surette çıkacağını bilemezsin. 

Belki de fırsat,

dışişleri bakanlığı değil;

başkandan koparacağın bir pantolon suretine bürünmüştür.

 

(by omeruner)

 

1 KAVRAM

 

Proaktif İnsan vs. Reaktif İnsan

 

Proaktif ve reaktif kavramları son yıllarda özellikle iş dünyasında oldukça fazla kullanılmaktadır.

Ancak sosyal hayatta da çevremizdeki insanların genel olarak bu 2 profilden birine yakın olduğunu belirgin bir şekilde görebiliriz.

Sorumluluk ve inisiyatif alan, gerektiğinde hemen harekete geçen, kendi koşullarını oluşturan, bunu yapamıyorsa da kendisinden ödün vermeden koşullara uyum sağlayan, sadece etki alanına odaklanan kişiler için ‘proaktif’;

Sorumluluk ve inisiyatif almaktan kaçınan, mecbur kalmadıkça harekete geçmeyen, sürekli koşullardan yakınan, uyumsuz, tepkisel kişiler için ise reaktif tanımı kullanılır.

 

Proaktif ve reaktif insanlara özgü bazı özellikler şunlardır:

 

Yazının devamı için:

https://www.omeruner.com/blogdetay/proaktif-insan-vs-reaktif-insan

 

--

Ömer Üner

 

img

Ömer ÜNER

Yorumlar