24 Kasım 2024 Pazar 12:41:17


3 Adımda Olumsuz Düşüncelerini Yönet

3 Adımda Olumsuz Düşüncelerini Yönet

 

Hiç kendini olumsuz düşünceler girdabında boğulurken buldun mu?

 

Kendinden şüphe ettiğin, kendini acımasızca yargıladığın bunaltıcı bir sarmala girdin mi?

Kötü hissettiğin için kendini yargıladığını; kendini yargıladığın için daha kötü hissettiğini fark ettin mi?

 

Yalnız değilsin. 

Hepimiz olumsuz düşüncelere maruz kalabiliyoruz.

 

Ama artık bunlarla nasıl başa çıkacağımızı öğrenmenin zamanı geldi.

 

Bu yazıda, olumsuz düşünceleri yönetmenize ve hayattan daha fazlasını almanıza yardımcı olabilecek üç adımdan söz edeceğiz.

 

1. Hayatın karanlık tarafını kucakla. Başarısızlığı kabul et.

 

Ancak fark ettiğin ve kabul ettiğin şeyi aşabilirsin. 

Direndiğin ya da görmezden geldiğin şey ise büyür, güçlenir.

 

Olumsuz düşünceler girdabında bunalmış haldeyken şu gerçeği kendine hatırlat:

 

Başarısızlık olarak nitelediğin durumlar ve bu durumların tetiklediği olumsuz düşünceler hayatın doğal ve hatta gerekli bir parçasıdır. 

 

Aslında başarısızlık kendi zihnimizde icat ettiğimiz bir kavramdır. 

Kendimize dayattığımız tamamen keyfî ölçütlere endekslidir.

 

Örneğin, bugün iş yerinde en az 10 satış hedeflediğini düşün.

Gün sonunda 5 satış yaparsan kendini başarısız hissedeceksin.

Ama en başta 5 satış hedeflemiş olsaydın başarılı olduğunu düşünecektin.

 

Başarılı hissetmek için kendine daha düşük hedefler belirlemen gerekmiyor.

Sadece, başarısızlık kavramının öznel kriterlere yaslandığını ve çoğunlukla gerçek olmadığını unutma.

 

Mutluluk gibi insan hayatının en önemli unsurlarından birini bu kadar belirsiz ölçütlere isnat etmek insanın kendine yapabileceği en büyük kötülüklerden biridir.

 

Olumsuz düşünceleri yönetmenin ilk adımı, hayatın her sahasında daha makul ve esnek ölçütler belirlemektir.

 

Hiçbir şey beklediğin kadar iyi ya da kötü çıkmayacak.

Zihninin belirli duygu ve beklentileri abartma ve büyütme eğilimi vardır.

 

Her insan gibi sen de farklı biçimlerde de olsa ‘başarısızlık’ kaynaklı olumsuz düşüncelere kapılacaksın.

Bunu hayatın doğal bir parçası olarak gördüğün zaman bu duyguların üstesinden gelmek daha kolay olacaktır.

 

2. Eyleme değil; niyete odaklan. Kendini affetmeyi öğren. 

 

Kendini affetmeyi öğrenmek, olumsuz düşünceleri yönetmenin en önemli adımıdır.

Evet, kendini affetmek pratikle öğrenilebilen bir beceridir. 

Herşeye rağmen yoluna devam edebilenlerin, her olumsuzlukta hayatları altüst olanlardan farkı, bu beceriye sahip olmalarıdır.

 

Kendini yargılama alışkanlığından kurtulmak için öncelikle niyetle eylemin birbirinden bağımsız olduğunu anlaman gerekir. 

İyi bir şey yapmayı amaçlayıp harekete geçtiğinde işler istediğin gibi gitmezse eyleme değil; başlangıçtaki niyete odaklan.

Seni harekete geçiren motivasyonu hatırla.

Sonuç ne olursa olsun, o motivasyon ve niyet hala orada.

Ve daha iyi eylemler üretebilmen için sana bir fırsat daha vermeye hazırlar.

Niyet ve eylem ayrımını başardığında, ki kulağa geldiği kadar kolay değildir, olası bir başarısızlık durumunda kendini affetmen çok daha kolay olacaktır.

 

Önce kendini affet.

Sonra bu deneyimden nasıl bir ders çıkarabileceğini düşünmeye başla.

Bundan ne öğrenebilirsin? 

Aynı hatayı tekrarlamamak için hangi küçük önlemleri alabilirsin?

 

Bu iki beceriyi edindiğin zaman, yani sonuç ne olursa olsun başlangıçtaki niyeti hatırlayabildiğin ve gerekli dersi çıkarıp bu bilgeliği bir sonraki eyleme aktarabildiğin zaman, olumsuzlukları kendini yargılama sebebi değil; bir büyüme fırsatı olarak görmeye başlayacaksın.

 

3. Olumsuz düşünce < yargılama < daha olumsuz düşünce sarmalından kurtul.

 

En tehlikeli tuzaklardan biri, olumsuz düşünceleri daha da olumsuz düşüncelerle yargılamaktır. 

Bu, kırılması çok zor bir kısır döngüye yol açar. 

Örneğin, çok yediğin için kendine kızar; kendini kötü hissedersin. 

Kendini kötü hissettiğin için daha çok yemeye başlarsın.

 

Stresli olduğun için sigara içersin. 

Sigara içmek sağlık sorunlarına ve doğal olarak daha fazla strese yol açar. 

Kendini kötü hissedersin. 

Ve daha fazla içmeye başlarsın.

 

Özgüven eksikliği kaygılı hissetmene; kaygı ise özgüven eksikliğinin kronik hale gelmesine yol açar.

 

Bu, insanın hayatını altüst eden tehlikeli bir döngüdür.

Olumsuz yargılar bir süre sonra kendi kendini doğrulayan kehanetlere dönüşürler.

Bu döngüyü kırmanın anahtarı, olumsuz düşünceleri insan deneyiminin bir parçası olarak görmektir.

 

Kaygı, güvensizlik, pişmanlık gibi olumsuz düşüncelere kapılmak doğaldır.

Bunu kabullenmek olumsuz düşünce sarmalından kurtulmana yardımcı olacaktır.

Kendini yargılamak ise durumu daha kötü hale getirecektir.

 

Modern kültürün olumlu düşünme takıntısı, başarı ve mutluluk konusunda gerçekçi olmayan beklentilere yol açmaktadır. 

Hayatın olumsuz yönlerini kabullenmek ve sakince bunlarla baş etmeye çalışmak doğal olandır ve kişisel gelişimin gereğidir. 

Olumsuzu kucaklamak, onunla birlikte gelen olumlu dersleri ve deneyimleri fark etmeni sağlayacaktır.

 

Sözün özü, hayatın zor tarafı ve bunun yol açtığı olumsuz düşünceler kaçınılmazdır. İnsan olmanın gereğidir. 

Pakete dahildir. 

Bu olumsuzluklar, aynı zamanda insanın büyümesine, gelişmesine katkı sağlar ve hayatın kodlarını çözme konusunda yardımcı olur.

 

Başarısızlığı ve olumsuz düşünceleri/duyguları kabullen. 

Hayatın kasvetli ve zor tarafını kucakla.

Kendini affetmeyi öğren. 

Olumsuzu daha olumsuz bir yaklaşımla yargılama. 

 

Bunlara dikkat edersen bu hayat yolculuğu daha kolay olacaktır. 

Ve en önemlisi tasarruf edeceğin zihinsel, fiziksel ve duygusal enerjiyi daha anlamlı işlere sarf edebilirsin.


(by omeruner)

 

img

Ömer ÜNER

Yorumlar